Kızıl Vadi Ziyareti
Türkiye’nin Kapadokya bölgesindeki Kızıl Vadi, tüm gezginler için unutulmaz bir deneyim sunuyor. Gerçeküstü kaya oluşumları ve pembemsi-kırmızı tonlarıyla karakterize edilen bu güzel doğa harikasının tadını en iyi yürüyerek çıkarabilirsiniz. Özellikle sabah ve gün batımı saatlerinde görülebilen ışıltılı renkleri, dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çeken muhteşem bir manzara oluşturmaktadır. Bozulmamış halini korumak için bölgede motorlu taşıtlar yasaktır. Vadi, Göreme ve Çavuşin arasında birbirine bağlı bir dizi vadiden oluşuyor ve her iki şehirden de Panoramik Manzara Noktası’na taksiyle sadece 10 dakikada ulaşılabiliyor. Ziyaretçiler buradan vadi boyunca 5 kilometrelik yürüyüşlerine başlayabilir, manzarayı keşfedebilir ve Üzüm Kilisesi ile Haç Kilise’yi ziyaret edebilirler.
Kızıl Vadi’nin Jeolojik Tarihi
Kızıl Vadi’nin çarpıcı manzarası binlerce yıllık jeolojik oluşum sonucunda ortaya çıkmıştır. Erciyes Dağı ve Hasan Dağı volkanları bu manzaranın oluşumuna önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Havaya kül püskürtmüşler ve bu küller zamanla çökerek “tüf” olarak bilinen hafif, gözenekli bir kayaya dönüşmüştür. Zamanla yağmur ve rüzgar yumuşak kayayı aşındırarak bugün gördüğümüz dramatik uçurumları ve peri bacalarını geride bırakmıştır.
Kızıl Vadi Üzerindeki Bizans Etkisi
Tarihsel olarak Kızıl Vadi ilk olarak Bizans döneminde, kabaca MS 900 ile 1100 yılları arasında gelişmiştir. Bizanslı Rumlar eşsiz araziden yararlanarak kilometrelerce uzunlukta su kanalları açmış, büyük sarnıçlar kazmış ve vadi tabanını teraslamışlardır. Bu, vadide önemli bir nüfusun büyümesine olanak sağlamıştır ve yarattıkları tarımsal özellikler bugün hala görülebilmektedir. Bizanslılar ayrıca vadideki birçok mağara kiliseyi oyarak bölge üzerinde silinmez bir etki bırakmışlardır.
Kızıl Vadi’nin Mağara Kiliseleri
Kızıl Vadi’yi ziyaret edenler genellikle Bizans kültürünün doğrudan peri bacalarına oyulmuş büyüleyici kalıntıları olan mağara kiliselerine ilgi duymaktadır. Bunlar arasında Üzüm Kilisesi ve Haç Kilisesi iyi korunmuş ve ziyarete açıktır. Bu kiliselerin her biri eşsiz mağara mimarisi ve tarihi resimler sergilemektedir. Vadideki diğer önemli kiliseler arasında Meskendir Manastırı, Sütunlu Kilise ve Üç Haç Kilisesi yer almaktadır. Her biri bölgenin zengin tarihine eşsiz bir bakış sunmaktadır ve görülmeye değerdir.